BLOG FLÜT

11.12.2009

ŞEHİRLİ PSİKOPATLAR UCUZ MELODRAMLAR YAŞAR




bakar hep,görür net hiç hatırlamaz.susturmak için bagırır ürkünce aldatır mevladan korkmaz.sahibi esaret esiri feragat elçiye zeval olmaz.alçaktan uçar yüksekten düşer,kıblesi terstir menzili şaşmaz.söyler biraz anlatır çok,akılda kalmaz.

evet bulut geçti

DÜŞÜRÜLEMEZ BİR KALENİN ÖNÜNE DÜŞTÜM




gerceklik..masanın üzerinde ki bardak dün gece bulduqun tutkulu aşk kelimelerinden daha qercek.sacmalık deqil mi?etrafındakiler,baskalarının parası ya da içtiqin bilmem ne corbası,sevqilinin kapıdan cıkıp qitmesinden qercek.ismini deqiştiremezsin cünkü.aksam yemekte bilmem ne corbası yedim diyerek anlatamassın hikayeyi.oysa kapının arkasında kalan sen olsan bile,ben qitmesini öyle cok istedim ki sonunda qitti işte,diye bitebilir cümle.o an qercek senin inandıkların.şimdi ilk ders bitti qelelim ikincisine ki o daha karmaşık.qördüklerinle anlatamassın cünkü hikayeyi.sana inanacak,korkularını hissedecek hatta hayaletlere inanacak birileri lazım.sarhos deqilken bile sallanarak yürüdüqün bir yol,mutluyken bile aqlamana neden olacak bir adam,sıkıntılı dönemlerinde seni heycanlandıracak dersler.daha kolay olmasını ben de düşlememiştim ama 20 yılı asan ömrümde ne yazık ki mükemmel bir rüya hiç qörmedim.o yüzden anlattıklarım uzun ve sıkıcı bir romanın bi kac sayfasından ibaret oluyor.dinlemesi,yorumlaması ve hatta yeniden yazması,okuyan kimse artık,zor.ben yanlızca bir iki ipucu vermek istedim.vazgecmek isteyenlere yardımım olsun diye

İMOLOJİNİN KISTASLARI YAHUT ESKİZLERİ




kafa sisirmeyi sevmem,ağlıyorum nedensiz.o kadar gölgemsiyim ki,üzqün ve kırgınım.cok aciz durumdayım.aqlarken yine kendime benzedim!evet evet kasteddigim tam olarak böyle birsey..alıntı oluyor evet ama olursa olsun o dillendirdi ben hissediyorum kral salomonun bunalımında jeannot diyor ya hani biliyor musunuz ben kendime benzemem benzeyemem kötü qösteririm işte,o hesap benimki de.bak aqlarken kendime cok benziyorum aqlarken zavallıyım hiçim yokum.sikerim kendine benzemeyi nedir kendine benzemek hayatın doqanın evrenin doqru yaptıqı tek şey mi.işte misal tennesse viliams,blanche dubois qibi diyor ya sana bana resimleriyle,ben qerceqi deqil qercek olması qerekeni söylüyorum.tam bir yalancı.al sana evita peron,milyonların onu niye sevdiqi belli,o da elinden qeleni ardına koymuyor kendi resmini tamamlamak için ve 33ünde qebermeyi ihmal etmiyor.gorki(ruscada acı anlamına qeliyor ve kendi secimiyle sahip bu soyismine)hiçbirseyle barısmam ki rejimle barısayım diyen bu insan da kendine benzemede yeterince ileri qitmiş.ben yapabiliyor muyum sanmam.kafka,cok zeki ve kendinin farkında,her farkındalık qibi benim de merakımı uyandırıyor,öldükten sonra yazdıklarının yakılmasını isterken olacakları biliyor muydu.ama neruda da ben qibi,bir kere nerudaya benzemiyor,daha zayıf olması ve daha qenc ölmesi qerekirdi,pinochet darbesi bir şair için qüzel bir ölüm zamanlaması.ama ask siirleri 70 yası kaldırır mı?lorcanın vücudunu ödünc almamalıydı.orson weles de aynı nedenlerden kendine benzemiyor,piknik olmaması qerekirdi,uyumsuz deha,imajolojide kilo fazlasına izin verilmiyor.

YANGINDA İLK KURTARILACAK




qenctin hostun ama yapmacıklıktan uzak beyaz kalbin artık dayanamadı
ve beni kötü yapan muhitim deqildi
bizzat sürmek ve sürünmek için yaratılmıstım
benim nasıl böyle bir mahluk olduqumu bilmeliydin deqil mi?
öyle seytani düsüncelerim vardı ki bütün itikatlar üzerine pence qibi cöküyor
tüm tasavvurlar üzerine bir baska pence qibi yapısıyordum
ruhumla su dakikaya kadar en yüksek hazineye mütevellid bir utanc duyuyorum
bu sehir senin huzur dolu qüzelliqini qördü
bense senin tüm varlıqını içtim
kemiklerimi kırsalar orda senin mevcudiyetinden bir parca
mesamelerimi acsalar orda qözlerinin ve beşerinin mirasını bulacaklar
ama şimdi sana karsı cok aciz ve zebunum
ruhumda ölene kadar şarap içme ihtiyacı var
ev cok sıcak
boquluyor qibiyim
pencereye qittim bu şehir boydan boya
hayvani boqusmalardan yorulan bir fahişe uykusuyla uyuyor

TİLKİ AKLIN FARESİ HEP SENDEN BESLENECEK TİLKİ YA ISIRACAK YA ENSENDEN ÖPECEK




Sen hiç denizli horozu gördün mü sekerim.bir sehire sembol olmanın verdigi hissiyatla tüyleri gibi egoları da öyle kabarıktır ki sabahları kargalar bokunu yerken sırf onlara gülebilmek için uyanır ve kahkahalarıyla insanları uyandırırlar,sabah öten horozun hikayesi budur işte.ya da ben karıstırıyor da olabilirim,tıpkı efes ekstrayla rakıyı karıstırmam gibi,kusmaktan korkmak ne büyük ahmaklık.herneyse soguk bir denizli sabahıydı,denizli horozunun kanatları arasında inleyen..karga sesini tiz kahkahalarıyla öyle bastırıyordu ki uykusuzluktan ölmeme ragmen pörtlemiş gözlerimle dimdik yürüyebiliyordum.sabah saat yedi cıvarı karga ve horoz orgazm sigaralarını tüttürürken ben yürüyordum.buz tutan zeminde kaysam ne sakat olur diye düsünürken bil bakalım ne oldu.seni gördüm.kafanı geriye dogru verip bütün kanatlı mahlukatı ürküten o igrenc raddede şen kahkahalarını atıyordun,ve neden sonra yere cakılıp kaldın.duydum ki kuyruk sokumun içine kacmıs,agrısı azalsın diye bir kac hafta simse simide bile oturmussun.yok yok kimse düsmedi o sabah,seni de görmedim.hava soguktu evet,denizli sabahlarından nefret ediyordum dogrudur,ama ama hatırladıgım en güzel sabah o sabahtır nedense.bombos bir sokakta duran iki komik kardan adam gibi olabilirdik.cebimizde burusup ıslanmıs iki sinema biletiyle,durakta beklerken sabah esintisine yenik düsmüs olabilirdik,ama korkma ben bir kardan adamım ve kardan adamlar sogugu sever.ve hatta mutludurlar.eve gidip uyudum,rüyamda seni gördüm,ayrılıgımızın aksamı,rahatsız yattım ve her yanım tutuldu,neyse uykuya daldım.sonra rüyamda bulutlarda uctuk,beni ne cok sevdigini söyledin,yeniden deneyelim dedin,ben de tamam dedim tamam!sonra kalktım ve ancak kalkınca nefes almaya basladım,oh dedim hersey kabustu.
Kabuslar,seri rüyalar zaten uykularımın ana parcası.baca deligine sıkısıp kaldıgım kabuslar görürdüm eskiden,sabaha karsı eve giren hırsız herkesi uykusunda dogramıs,bende bıcagın sürtünme sesine uyanıp,sıra bana gelmeden odamdan cıkıyorum,fakat ne sokak kapısı acılıyor ne pencere.kacıp saklanacak bir delik arıyorum,üçüncü katta olmamıza ragmen balkon kapısını zorluyorum,simdi burada kabus iki farklı finale baglanıyor,kapıyı kırabilirsem,balkon kapısından atlayıp kurtulabiliyorum,ya da kapı acılmıyor.o vakit baca deligine saklanayım diyorum,sıkısıyorum,belden asagım dısarıda debelenirken,hırsız gelip bacaklarımı dogramaya baslıyor,fakat acıdan bayılmam yahut kan kaybından gebermem gerekirken öyle olmuyor,hırsız tarafından yaralarım bandajlanıp ölüme terk ediliyorum,esaretin bedelinde hücreden kacıs sahnesinde herif duvara actıgı fare deligi kadar yerden hapisanenin tesisat sistemine ulasıyor,sonra atık borusunu tasla patlatıp bir de onun içinde sürünüyor ya,yazması bile kötü,işte dar bir yerde sıkımsak,orda ölmeyi beklemek.klostrofobim var ama asansörde 5 saat kalmak korkutmuyor beni,hatta ful konsantrasyon,birseyler yazmak için ideal yer.neyse bunları öylesine bir insana anlatmıstım,o da hemen kendi gereksiz yorumlarından dem vurmaya basladı,cocuklugumda yasadıgım olayların travmatik durumlarının rüyama yansıması bilinc altı üstü vik vik vik..duvardan farkı olmayan insan eskizi tiplerle özel durumlarınızı paylasmak sizi onun gözünde degersizlestiriyor(neden ikinci profilde blok besledigim de cevabıdır bu cümle)psikolokla hasta arasında ki mesafeli egoizm içinde acınası bir mahlukata dönümsek gibi..diger yandan da dostu düsmandan ayırmanın en kolay yolu da bu.anıları yem olarak kullanmak.insanlarla aranızdaki mesafeyi ayarlayan sey anlattıklarınıza gösterilen reaksiyonlar.senle aynı dili konusan birini bulana kadar duvar suratlı insanlarla harcanıyorsun.yazarak rahatlama yoluna gitmek güzel ama ya birilerine okutma ihtiyacı?işte yine yalnızlık.her dem nefretimden kagıdıma damlıyor hayallerim,kimler okuyor bu satırları kac kişinin elinde bilmiyorum,benimle aynı dili konusanlar için yazıyorum,baca deligine sıkısan cocukları dograyan orospu cocukları için degil.

PİRAMİTLERİN GÖLGELERİ NEREYE DÜŞER?(ŞİİR YAZAMIYORUM3)




şimdi girmeliyim bardagındaki cayın kokusuna
ve seni aramak için elim telefondaydı
iyiyim
merakın ölümcüldü
iyisin
ve seni hatırlıyorum ben,senin bu eşikten gecisini
bu gecisin içindeki yüzünü,merhaba
ben aynanın içindeki yüzlerden biriyim sadece
onlar aynaya bakmayan yüzlerde
acıdan korkmuyorum
kan taşıma sızarken
sadece bu

HER ZAMANKİNDEN GRİNGO(ŞİİR YAZAMIYORUM 7)




parmaklarımın sekli değişirken olduğun coğrafyayı koruyormussun
hersey aynı yerde ben coktan nerde olduğumu unuttum
o halde ilk hatırladığımdan beri aynı yerdeyim
nasıl mantık ama
sana bir sey diyim mi
bana da öldür diyorlar
hay aksi

11.06.2009

YIKIMIN PANORAMİK SAPINIMI



gitmediğim bir yoldan çok yorgun geldim.şimdi neredeyim.gitmediğim bir yolculukta mı kaldım
üstü çizilmiş, okunmasın diye iyice karalanmış bir cümlenin sonunda
ki
nokta gibi parlıyordu ay
gecede
(nokta bir bitiş olacağı gibi,bir yer de olabilir-buraya kadar dedi adam buraya kadar polis noktasının yanından geçerken ne leylağın kokusunu alabildi ne de dalına tünemiş serçeyi farketti)
((kafamda bir şey yok. bulana kadar aramalıyız belki,değerlendirmeliyiz en küçük noktasına kadar ))) bir noktada anlaşalım,yada ayrıldığımız noktalar ne
öyle ya
niye biri ondan ve daha fazlasından kacmak için kolay! yolu secsin ki..duvarlara vurula vurula,bulur gercek halini,kalp ve kafa.

CETERİS PARİBÜSLE KALP KRAMPLARINIZIN ŞEDÜLLERİ POZİTİF EGİMLİDİR




duyqular hep aynı yerde duruyor aslında.ama qündelik yasamın rutinleri arttıkca zaman an olmaktan cıkıp emeqin üretime dönüsmesinin anahtarı olarak alqılanmaya;sadece somutla ölcülmeye basladıkca qizleniyor duyqular..anın sonsuzluqunda büyüyüp coqalacaklarına,saniyenin ölcülebilirliqinde deqerlerini yansıtıyorlar.karsımızda sanayi toplumu.üretim tüketim dolandırıcılıqı.istatistik artık yeni alqı aracımız.kalp bir kan pompası ve ne yazık ki ruh unutulmus bir masal.biz kör ve cahiller sürüsü birseyleri bildiqimizi zannediyoruz,bizler dünyayı ve insanı anladık,cözdük ve hatta sınıflandırdık bile..biz pozitif bilimlerle carmıha qerdik hayalcileri,ve vakit nakite tekabül ederdi katlettik şairleri.
hepimiz biliyoruz,hepimiz üretiyoruz,hepimiz soquyan insanlıqımızı,yapay ateşlerle ısıtmaya calısıyoruz.bosluqun orada olduqunu bilsek de akılcı söylemlerle yamalıyoruz üstünü.kitapsız ve yalanlarla yaşıyoruz.hepimiz biliyoruz hepimiz cok akıllıyız.akılcıyız bilimin sadık kullarıyız.oysa benliqimizin yaşadıqı duyumlarla var oluyoruz,ılık bir rüzqar vücudumuza dokunduqunda,ilk defa qörüp binlerce yıldır tanıyormusuz qibi hissettiqimizde bir insanı,korkuyla aqlarken,biri qelip qözyaşlarımızı sildiqinde.. tüm bunları hissederken kelimeleri öne sürüyoruz.bizi biz yapan hislerimizken mantık beliriyor yolumuza qibi qösteriyoruz dışarıya.böylece ikiye bölünüyoruz.şimdi yeni bir şaire ihtiyacımız var.soqukkanlı bir romantiqe.makinaya ruh üfleyen bir dervişe.qiderek zıtlasan kutupların aslında bir bütün olduqunu besteleyecek bir lidere.

AKIŞKANLIK VE DEBİDEN KAYNAKLI KARIN AGRISI




ismim onlarca kimliqe bölünür.annemin kızı,bilmem kimin komsusu,,sunun arkadası,bunun oyuncaqı,kiminin tutkusu,baskasının katili.
kimse ama hiç kimse benim gercekte kim olduqumu söyleyemez.kötü biriyim cünkü.cocukken cok caldım,onu bunu aldattım,birilerini öldürmedim ama enqelleyicim her seferinde yasalar oldu.vicdanla işim olmadı.bunlardan zevk almadım ama yaptım.iyi de biriyim,onu bunu sevdim,arkadaslarımı affettim,birileriyle iyi qecinebildim ve hatta benden cok daha assaqılık olanlarla bile.
bir korkaqım evet,secim yapamadım,hayatıma belki bir anlam verecek dakikayı ararken,zamanı aşaqıladım.
bunların hiçbirinde,ne kahkahalar atıp sokaklarda kostururken,ne de karanlıkta kaybolmak isterken mutlu deqildim.qörünmezdim.hayat ben olmasam da devam ediyordu.hayatı sasırtmanın cesitli yolları vardı,ben onları buldum.
sarhos oldum.sokakları,zamanı,sessizliqi unuttum.mekanın bedenim üzerindeki hakimiyetini reddettim.
uyudum.nefesimin düzenli ritmi,yasantımın denqesizliqine baskaldırdı.
sustum.sirenlerin haykırısların,ayak seslerinin bile içinde sessizliqim duyuldu.
saldırdım,basyapıt yaratmıs bir sanatcının özqüveniyle hem de.en idealini yaratabildiqim an da hurdaları cöpe attım.
öldüm,zaman bu ani kararım karsısında bocaladı.kaybettiqi adamı özleyen bir asık qibiydim.pişman deqilim..

DOGMUS OLDUGUM İÇİN HİÇ KENDİMİ AFFETMEDİM




boktan secimlerimin sonu da üc assa bes yukarı aynı.hayat bahisler bütünü,yalanlar türevi doqrular inteqrali.son secimimde yine ıskaladım.O zaman bir bahis daha oynadım..iki qereksiz kişi arasındaydım artık belki daha fazla ama bu bahisi heycanlı kılıyordu. Sonra, “Tamam, neden bu olmasın? Muhtemelen sıkıcı, qereksiz adamın teki” dedim.dışı iyi içi yabancıyı sectim. Ne qereksizdi ne de sıkıcı. Sevqili olduk.bir yıl boyunca biriyle sevqili kaldım.uzun süre.benim için çok uzun. Yazmaya deqer olduqunu düsünüyordum.Ağzıma sıçılmıştı.bu adamı sevmiyordum. Zengindi ve onda da zenginlerdeki fedakarlıktan yoksun şımarıklık vardı. Ona, aramıza kendini onu göremediği bir duvar gibi ören zenginliğine karşılık bir sene sevgisizlik verdim. Eğer baştan parasını birilerine verseydi belki farklı olurdu, duvar daha aşılır, ben daha katlanılır olurdum. Ama sanmıyorum.
Bir pişmanlığım var mı? Ne garip. Neden olsun ki bir pişmanlığım? Pişmanlık duyabilecek bir şeyi yapmış olmak o pişmanlığı duymamı enqeller. Ben hiçbir zaman birinin benim günahlarım için öldüğüne ya da öleceğine inanmadım. Aklıma yatan tek pişmanlık yapılmış değil, yapılmamış bir şey yüzünden hissedilen olabilir.bunu herkes bilir.en salaklarınız bile.
Her şey yapmak zorunda olduğunuz lanet seçimlere bağlı. Öte yandan, neyi seçtiğimin de hiçbir zaman çok fazla bir önemi olmadı. Seçeneklerin hepsi eşit boktanlıktayken seçimin kendisinin ne önemi olabilir ki?Çocuk yapmamış olmaktan pişman olduğumu düşünecek olanlarınız vardır elbette.ama simdi deqil.bir 20seneyi devirip hala yapmadıqımı qördüqünüzde. Tamam. Bu dünyaya bir umursamaz,bir hastalık getirmek konusunda çok düşündüm dürüst olmak gerekirse. Aslında belki biraz da vakit yokluquyla alakalıdır cevap veremeyişim. Veya analık babalık makamına güvenim olmayışıdır sebep sadece. Tek gördüğüm örnek kendi annem babam, iyi ki, o yetti de arttı. İşi olan, güçsüz, mutsuz adamın biri.farkındalıqın laneti ondan bana qecti.herseyi biliyor qörüyor oynuyor.bazen fazlasıyla mükemmel.düşleyemeyeceqiniz raddede.ayıkken.hersey siseyle temasıyla baslıyor.sonrasını biliyorum diyorum içimden.diqeri de işinde qücsüz bir kadın.fazla kıskanc.kocasına saplantılı. Diğer herkes gibi mutlu taklidi yapmaktan yorulmayan,laqımın içinde olduğunu herkese ilan etmekten sakınan insanlar,iki ayyaş, kırıcı, yaralayıcı,yıkıcı,hatta bazen yaramın ta kendileri.Babamın parmaklarının ucunda olurdu umut haftada ne az bir defa.bir defa da anneminkilerde. Nefesi tükenene, dizlerimin bağı çözülene kadar. Aqzım yüzüm ayak bileklerime inmiş.ne işleri var orda. odama yalpalardım. Her hafta bir savaş kaybederdim ben o odada. Annem,içkili.dışarıda.sevqilisiyle ayrılmış onu başka bi kadına teslim etmiş biri kadar bile içi yanmayarak sessizce beklerdi.
Onun da bir insan olduqunu anladıqımda annem hıçkırarak aqlıyordu.Ben onlar olmamak için çocuk yapmam.
neyse her adamı sesiyle,teniyle, kokusu, sıcağıyla severim. Hepsini tek tek,elimden gelen en büyük özenle, yoğun bir istekle, sarhoş bir sevqi ve nefretle severim. Bütün düşlerimi kasıp kavuran yangınlar olur aramızda, beni ölüme yaklaştıranlar olur.ölüme yakıştıranlar coqu kez.ölüme yakışanlar olur.beni hayatımdan alıp köpeklerin ortasına kemiksiz bir et yığını gibi fırlatanlar,beni öldürenler,benim için ölenler olur.
Annemle babama gelince, onlar şansım tılsımımdı. Birçok yaşıtımdan daha az şaşırtıldım hayat tarafından. Bana bir şeyler ters gidince ağlamamayı öğrettiler. İlk zehirleri onlar soktular damarıma .Sonra hastalık geldi. Alkol ve siqara ve kalem hiç gitmedi.O gelmeden neden intihar etmedim bilmiyorum.Üşendim galiba. Hayat, sonlandırmak için bile bu kadar çabaya değmez.Neden yazdığımı da bilmiyorum. Neden beni yaşatacağını bildiğim şeyleri yaptığımı. Canım istiyordu herhalde. Benim de cevaplayamadığım sorularım var herkes gibi. Sanırım bütün sorularıma verebileceğim en geçerli cevap,umurumda değildi, ben de öyle yaptım olur. Canım öyle istedi. Ama ben yalan söylemeyi severim,oyunu bozmayı,secim yapmamayı,yapıyor durmayı. Bazen başka cevaplar veririm. Gerçek kimin umurunda. Ben kimin umurundayım? Babamın annemin tokatının. Dürüstümdür. Siz benim umurumda değilsiniz.Her şeye rağmen özlediğim şeyler var, ve her şeye rağmen evet. Ölüm de hayatı, hayatı oluşturan o lanet seçimler silsilesini anlamlandıramadı.bütün olana bitene inat denedim olmadı pişman da sayılmam.

ACEMİ KANIRTILMIS YARALARIN HİPERSACMA TADLARI




Geçerkendi, üzerindeydi gölgen yolumun.
Gözlerinde sözler, susmayı beceremeyen; sessiz, kimsesiz, en cılız dalga kıranı engin denizlerin.
Yeniden söylenen bir şarkı gibiydi. Yanlış teline basılmış heybetli bir viyolonsel; bacaklarımın arasında, kollarım yetişmiyor sarmaya nasılsa…
Köpürür dudakların ansızın. İçinden kıyametler akar, suyun sesini bastırır ıssız, kuş uçmaz kervan geçmez bir kalabalık; yalnızken de ağlamak düşer payına; düşer şehirler, düşlerin düşer birer birer, alışırsın hiç kimseye; yalnız ölürsün kimse bilmez… Hem çalarsın hem de çaldırır, biri bitmeden başlar diğeri, beklemek yalnızca zamanı öldürür oysa. Oysaların kalır en sona; olması gerektiği kadar ısınmamış bir temmuz akşamı, cesedini kazırlar külün ve dumanın arasından.
Düşlerin en sona!Birer birer kanırırlar en sona…

BİR GÜN BİRİNİ ÖLDÜREN BİRİ GELİP SANA TESEKKÜR EDERSE ASIL KATİL SENSİNDİR O DEGİL




doqunca verilen isimler zamanı qelince deqiştirmeli.biri bana özel diqeri ayyukta iki ad.hanqi iklimde iki canlının yasayacaqını,hanqi toprakta hanqi bitkilerin boy vereceqini bildiqimiz kadar kolay olsaydı insanların nerde daha iyi bireyler olabileceqini bilmek.ama işler böyle yürümüyor ne yazık ki.aynı evde aynı dairede aynı anne babadan peydah olsan da kimse kimseye benzemiyor.yalnızsın.kimse yok.kalabalık olan hersey acı verici bir nefrete qark eder seni.yok kimse.varlıqınızla,bulunamadıqınız yerlerde,kimsesizsindir.unutulmussundur belki,kimbilir.ya da daha fenası hiç 'biri' olamamıssındır.sen sirin evinde oturmus derslerine calısırken ya da sevqilini düsünürken ya da aksama ne yiyeceqini planlarken,amerikada biri sevqilisinden bilmem kimin sarısın halini düsün diye bahsediyor,colombiada iki adam sevişiyor,ve ya öqrenciler katlediliyor,italyada aksam yemeqi vakti,olaylar birbirine sadece anlarla baqlanıyor,kimse de zamanın hayatımızdaki arsız hükmünü qörmek istemiyor.
farkına varacak kadar bile kafan calısmıyor,ne yaşamak istediqin qeleceqin,ne de kayboluşa kabuk baqlayan yaraların,qecmişin.o qüzel vücudun tesadüfen ucurumdan düsmeye baslıyor paldır küldür.
bir trafik kazası,köpeqinin intiharı,kumarda kaybettiqin paraların,senin mutsuzluqunun başlanqıcı.
sen dibini qöremediqin sularda yüzmekten korkuyorsun.
susma artık,yeter,vazgecmeyi de öqrenmen qerekiyor,eski sevqilini de unut qitsin.inatlasmak kimseyi hayata daha cok baqlamıyor.
secim yap,karmaşayı,içkiyi,seni bekleyen adamı kadını,taburedeki fahişeyi,binanın beşinci katını,manzaralı olan odayı.
artık olası yaşamdan tükenmekte olan yaşama qeçiş yap.
kolay deqil biliyorum.sinsi zamanı oyala.sen yüksek mertebe flört dönemindeyken o bambaska bir oyunculuk buluyor.
artık onunla yaşamak istemediqini,ama ona raqmen var olmayı öqrenme zamanı.

DÖKTÜGÜN KADAR RECEL OLUR RECEL KADAR SİNEK KOVALAYACAKSIN




ne tuhaf bir yasamı bir baskasınınkine karıstırmadan anlatamamak..harabe hayatlara ansızın ve bir hayalet qibi süzülen ve aynı hızda ucuveren silik yüzleri anımsamakta zorlanırken daha simdiden,kendi harclarından yarattıkları askın üstüne titreyen bir kadınla bir erkeqe 'carpmak' birdenbire,ne tuhaf..ne tuhaf ben sürekli deqişen hayaletlerimin varlıqına tahammül bile edemezken bir erkeqin aşkının kendisinden önce yok olması ihtimaline bile tahammül edememesi ve birlikte yok olma fikrini kabul etmesi bir kadının..birbirinin canını acıtmaktan sehvetvari bir zevk alırken insanoqlu,ne tuhaf kadının acımasına dayanamaması bir erkeqin.peki bizi bu kadar sasırtan neydi ilk aralığımızın 25. qünü?bir yerlerde düsürdüqümüz ellerimizin içinden kayıp qiden kaybettiqimiz belki hiç kazanamadıqımız belki kazanmak bile istemediqimiz neydi?birbirimizin fotoqraflarına bakarken neden kendimize bu kadar cok soru sorduk?simdiye kadar yasamadıqımız daha doqrusu hep olmadık insanlarla olası sekilde yasadıqımıza inandıqımız 'iki kişilik müstakil hayatı'bir kadınla bir erkeqin kurduquna sahit olduquma inanamadık belki..belki de ezberimizde ki hiçbir seye benzemeyen bir seyle karsılasmaktı bizi bu kadar sarsan..

RUHU DERİDEN SIYIRMANIN VAZGECİLMEZ REHAVETİ





bütün çaqların trajedisi bu.kuyara.kumda yatma rahatlıqı.adaka.aqac dalı kompleksi..
bazı canlılar hep aynı hayat çemberini çevirirler.belli mevsimlerde açıp belli mevsimlerde çürüyen çiçekler qibi.nisan,hatta biraz şanslıysanız mart ayında sokak aralarında manolya aqaclarının tomurcuklanmaya başlayacaqını bilmez misiniz siz?qözlerinizin önüne tüm qüzelliqiyle serilmiş o mucizenin bir kac ay içinde kaybolup yiteceqini ve o mucizenin her yıl devam edeceqini..
bazı canlılar hep aynı hayat dönqüsünde dönerler.belli aylarda üremeye programlı hayvanlar qibi.baharın kendini hissettirmeye basladıqı sokakların biraz daha qürültülü olduqu o ilk aylarda sehrin hemen hemen her yerinde aqlayan bir kadın qibi sesler cıkaran kedileri duymaz mısınız siz?ve bilmez misiniz bu birbirine qecmiş notalardan olusan cıqlıksı senfoninin yılda yalnızca iki kez tekrarlanacaqını..
insan olmanın farklarından biri de bu işte.
rutinin yanına rastlantıyı da koyabilme yeteneqi.
bir hayalin pesine takılıp herseyi deqiştirebilme ya da deqiştirmekten vazgecip qeri dönebilme becerisine sahip olmak,olmayacak seyleri olabilir yapmak.bir köke bir topraqa baqlı olsanız da bir qün cekip qidebilmek,yalnızca istediqiniz için,yalnızca böylesinin daha iyi olacaqını düsündüqünüz için.ya da yalnızca şöyle bir şansınızı denemek için..

ZAMAN DIŞLANMASI




evet..hareketsiz kalmak en qüclü yanlarımdan biri.kimi zaman dört metrekareyi zor bulan odamda bir köşeye tünediqim qörülür.yarım yamalak perdedeki camlarımdan beni izleyenler varsa sasırıyorlardır.calısmayı da sevmem,ailemden kalacak bir servetim ya da nafakamın da olmayacaqını düsünürsek nasıl hayatta kalacaqımı merak ediyorum.inanmazsın belki ama hiç karnı tok dolasmam anlıyacaqın pek masraflı deqilim.zenqin olmayı arzu etmişliqim de hiç olmadı bana nerde yasadıklarını bile bilmediqim ünlüleri hatırlatır.sokaklarda keyifle yürüyemedikten sonra banka kasasını beslemenin mantıqı ne.oldukca sıradan hayatımın içinde debelenen bedenimle barıstıqımdan beri,aslında bu hiç kolay olmadı,doktorlar da hayatımdan cıktı.zaten bir yabancıyı muhattap aldım mı ürkerim ama zaman zaman yabancılarla muhattap olma isteqimi bastıramıyorum evet bu celişki ama elimden bişey qelmiyor.
hep aynı sabah.koyu sütsüz kahvenin içine düsen 13 tane seker ve öqlen adımlar,bazen yanlız bazen kalabalık,aksam eve qelince de o da qelirsem,kursuna belenmiş parmaklarla cevrilen derqi kitap sayfaları ve iletişim ihtyacımı karsılamak için temas edilen klavye tusları.uyuduqumdaysa qünün devamı qibi yasanan rüyalar silsilesi.su an odanın denqesini deqiştiren tek seyse dısarıdan qelen sesler.artık bişeyleri deqiştirmek için bile vakit harcamıyorum,iyi biri deqilim,aklımdan qecen onca korkunc düsünce varken melek olduqumu söyliyecek deqilim.elime bir silah alıp sevmediklerime ates etmişliqim yok evet ama bunu istemiş olmak bile kötü olmaya yeterli,zaten beni durduran da vicdanım deqil yasalar.yakınlarımın evine sessizce qidip orda bulunmaktan cok fazla haz duyuyorum hatta sırf bunun için bahane kollar dururum,baskalarının hayatına tecavüz etmek beni mutlu ediyor.bu kadar acık yazıyorken içimden qecenleri saklamak qereksiz.etrafımda olanları dikizerim.cıplak birini aramak ya da bir cinayete ortak olmakla alakası yok,yaptıqım bir cok zararsız kötlüqün tek nedeni biraz heycan arayısı.maddede asırıyı sevmem ama manada azla yetinmem hatta acqözlü bile sayılırım.cimlere basmayı severim ve siqara içmemem qereken yerde mutlaka bi tane tellendiririm en azından,ibadet etmem,sarhos,ayyas takımını severim,zayıf insanlarla uqrasmam.cok sıkıcı;politika(artık cok detaylı bilqim olmasından qaliba),sokaktaki protestolar(zamanında cok paralandıqımdan belki),sarkıcılara hayran olan kitle(hiç onlardan olmadım),otobanda yarısan modifiyeli arabalar,...zevk için ama sadece onu düsünerek yasayan insanlar hayatı teqet qeciyorlar ben kahvaltı yaptıqım nadir zamanlarda bile cok daha fazla heycan yasıyorum.
köyden kente qelen insanlar oraları kücümsüyor sehirlilerde bütün bir cocukluqun tiksintisinin üzerine yükleyemeyeceqi kadar cok izlenim deqişiklik ve trafikle mücadele ediyor bense bir köyde yasamak için neler yapmazdım.qeceleri seviyorum rüyalarsa dün de söylediqim qibi basrol oyunculuqunu benim üstlendiqim film sahneleri,ancak rüyamda qörürüm zaten.mercek fobim var.birbirlerine karısıyorlar,zamanla kopup kurqularımda yasıyorlar.bu iyi bir durum,benim qünler süren maceralar zannettiqim kurqular,bir kac saniyede olup bitiyor.bazen qeleceqin yansımalarını ya da qecmiş hayatımda farkına varamadıqım anları düslediqimi sanıyorum.hareket ettiqim her an ideal kendimin pesinden kosuyorum.
asırı hosqörü,irade,memnuniyet,doyumluluk..durakta beni bekliyor.otobüsüm yeterince dolu,bir daha ki sefere diyerek kendilerine el sallıyorum.düsman;o içimde,olmak istediqim kendimde.bana olası bir süper kahramanın qüclerini hatırlatıyor,o,bu ya da cevremde qördüqüm baskalarının korkularıma katkısı hiç olmadı ama bu sefer bi seyler beni ürkütüyor ..qözlerim kapanıyor,yüzler ve mekanlar zamandan dıslanıyor keske herqünü böyle yasasam

YANLIZLIGIMDIR GECMİŞİ HATIRLAMAMA ENGEL OLAN(ŞİİR YAZAMIYORUM 1)




ölüm qarip bir saatte nasıl ahlaksızca ürkütücü qeliyor
tıpkı yataqa qötürdüqün korkutucu bir misafir qibi
ölüm hepimizi melek yaptı bu sabah
ve bize kuzgun penceleri qibi
yumusak omuzlu kanatlar verdi
ne para ne qüzel qiysiler
bu krallık en iyisi qibi qörünüyor
dostlarla bir toplanmayı dev bir insan yıqınına tercih ederim..ama senle on dakikayı
onu şeye tercih ederim
sen söyle neydi..

HÜZÜNBAZ KUSLARIN KANATSAL KEDERLERİ




siz hiç qercekten yanlız kaldınız mı?lacivert bir qece qöğünün solqun ışıqında kendi sularıyla sessizce yıkanan durqun sükunet dolu bir denize bakarak ne olduqunu tam olarak bilmeseniz de içten qelen bir sezqiyle aradıqınız seyin tek bir dokunusta tek bir rolde tek bir ses tonunda tek bir mutlulukta yatmadıqını düsündünüz mü?ne olduqunu bile bilmeden aradıqınız o şeyin simdilik aklınızda kimliksiz sessiz ve bedensiz olmasına raqmen bir yerlerde yaşadıqını sizden farklı olduqunu bu farkıyla var olduqunu hissettiniz mi?derin bir yalnızlıqın en dibinde bir yerlerde kimsesizlikten camurlanmıs bir ruhu zorla kıpırdatmak yaşatmak için acıklı sekillerde cabaladıqınız oldu mu?olaqandan daha titrek atışlarla adeta korkarak vuran kalbinizi yatıstırmaya calıstınız mı hiç?avunamadıqınız tutunamadıqınız bir yerlerden kayarak inanılmaz bir hızla bir baska yere yuvarlandıqınız ama yuvarlanmaktan ziyade bir yere varamamaktan duyduqunuz korkuyla ürperdiniz mi bir an olsun?kim olduqunuzu,adınızın arkasında duran ünvanlarınızı ya da belki önüne sonuna sonradan eklenmiş yeni bir adı bile umursamadıqınız,sahip olduqunuz her seyden onlara tek basınıza sahip olduqunuz paylasamadıqınız için için neredeyse nefret ettiqiniz bir zaman yasamadınız mı ömrünüzde?
yalnızlık ölüme benzer kimi zaman ve ölmemek için yasarsınız bazen sadece ölmemek yepyeni bir baska yasama kavusabilmek azqın bir nehrin akıntısına kapılmamak için,tam da o akıntıya kapılmak üzereyken hayatın demirden köprüsüne bir kanca atıvermek için asık olursunuz.bir baska kalbin attıqını duymak istediqinizden kalbinizin üzerinde.cünkü yeni baslayan her ilişki bir yuvarlanıstır bir bakıma ama bu sefer korkmazsınız yalnız deqilsinizdir cünkü ve sizinle beraber yuvarlanır qercekten yanınızdaysa.

ERMİŞLE DÜNYA BİRBİRİNİ TAKİP EDER DE BİR DE KILICLARIN ASI EKLENİRSE ARKANAYI TALAN ET(ŞİİR YAZAMIYORUM2)




isa deqilim
şişip şişip yokluyor içimi
açılsa delik
kırqın ışıqım dışarı kaçar
açılsa kafatasım
bağırsak saçar
aklım karnıma taşındı
yokluyor
bir cesede hamileyim
adına adımı koydum
qeçmişi diziyorum önüme
seçiyorum onun yerine
şuh kahkahalarla çekiyorum
qeleceqin kartlarını
asılı adam
kılıç dörtlüsü
ipi uzun ilmeqin
varsın rahimden düşüp
yere vursun kafası
kendi asılacak ipe
sarılacak kafası
kırılacak sarı
saz boynu
ölmeyecek biri öldürene dek..

İNKİTA FONDA




nasıl anlatsam hissiyatımı,sabite tutkum var çünkü deqişmekten,hareket etmekten,kendi kendimle çekişmekten,ilerlemekten,qerilemekten,qelişmekten,evrim qecirmekten,kaymaktan,azalmaktan,şişmanlamaktan,zayıflamaktan,çocuklaşmaktan,olqunlaşmaktan,durmaktan,tekrar yola koyulmaktan,yoruldum ama devri daim olsa da biçok sey,qene de deqişimler fazlsıyla mevcut..dün ne düsünüyordum buqün ne.şey...ama şu sıralar seni unutuyrm seni hatırlıyorum,benim içimden bir yol açıyorsun kendine,sen benle olduqunda ben kendim olabiliyorum,beni düsüncelerinle sarıp sarmalıyorsun,beni bırakıyorsun sonra ama kacınmıyor beraberinde uzaklaşır qibi oluyor hemen bana yeniden katılıyorsun..ben senin suyunda bir balıqım,senin çoqul isminde bir isim..ama sen beni tanıyor qibisin de,yeni deqilsin de sanki ama unutulmussun bi şekilde sonra ben bi ket vurup hatırlamısım da yüzümde tebessümün kalmıs..sacma salak daqınık bi şekilde yazıyorum lütfen sıkıldıqın yerde bırak.seni aramak için qiriyorum hayata iyisin ama merakın ölümcül.sadece sey istiyorum beni herkesden baska sev,baskayım ben.tamam nasıl istersen öyle sev..zaten qerektiqi kadar iyi yasamıyorum işin qaribi o nasıl yasamak bilmyorum,devamsızlıqım cok hayatta,bir yıl düş'e dokunur birsey yasamıyorum,sonra ertesi yıl bir qömülüyorum hayata,kaldırabilene ask olsun.nerde,nasıl,kimle,ne sekilde daha fazla mutlu olunur bilmiyorum,olamadıqım yerleri,yapamadıqım şeyleri düsünüyorum bazen..dallıyorum qünleri buqünün içerisine bakmadan ertesine qeciyorum..yasayacaklarımı hep son ana bırakıyorum,herkes aqzına kadar baskası dolu,kendimi qenelde yasayamayacak kadar yorqun hissediyorum,ne yasarsam yasıyım qözüm hep öteki hayatlarda kalıyor,imreniyorum.sevince cok acıkıyorum ve o zaman kafamda ki insan olamıyorum,kendi ömrümdeymiş qibi rahat yasayamıyorum,içimde bi kötülük yok aslında ama işte bu en kötüsü.ömrüm bi dönem acık kaldı hayatıma kac insan qirdi hatırlamıyorum,selam verenlerden coqunu cıkaramıyorum.ileride cok daha mutlu olunacak sote yerler biliyorum.ama işte ben bu kafamdaki makinaya söz geciremiyorum allasen ben 10 dakkadır buraya ne yazıyorum umarım sıkılıp yukarlarda bi yerlerde bırakmıssındır .bi de vurucu bi son yapmak istiyorum ama vurucu sen için hiç kelime kalmadı su an ben de.meqer buz bir su yanıqı deqilmiş,buz suyun yaralanıp baqladıqı kabuktan ibaretmiş öqrendim...

KELEBEKLEŞMEK YA DA POLENLERİN LANETİ(KOPUK1)




En ucube mahallelerde büyüdüm.silahların olmadıgı,cinayetlerin bıcaklarla işlendigi sokaklar.horoz dövüşlerinde cok para kaybettim.erkekleri kesfedene kadar,sokak kavgalarından zararlı cıktım.sonra onları dövüştürerek,güclerini kanıtlatmaya calısarak vakit harcadım.sarısınlar güzel vücutları,kumrallar kan görmeyi severdi.ben esmerlerle seviştim.tembel biriyim.uzun konusmaları sevmem.bazen etrafımdakiler özlem bu yaptıgın essiz güzellikte der.güzellik kelimelere gerek duymaz.böyle zamanlarda sagır olmayı düslerim.sadece müzigi duyabilecegim alternatif bir evren ne güzel olurdu.cok az koku alabiliyorum.oniki yasımdan beri.kan,puslu hava,cöp,bayat ekmek,küflü sebze nasıl kokar bilmiyorum.bunları unutmak ne güzel.birinin tadını,pastanın cileklerini,etin lezzetini de ayırt edemem.bu yüzden dilim burnuma yapısık yasar.bir kac organdan olduktan sonra,hayata küsebilirdim.neyse ki şımarık biri degilim.digerlerini son sürat calıstırmaya karar verdim.ellerimle ilgilendim.yumusak ve esnekler.adamları bastan cıkarmak için ideal.kulaklarım karanlıktaki sesleri,kalabalıktaki suskunlukları duymaya programlı.caktırmadan evimi terk etmek isteyenleri mutlaka yakalarım.burnum nakavt oldugunda beynim dövüse cıkar.yanlız ve caresiz.kadınlar para kazanmaktan korkup evleniyorlarsa ve adamlar hatırlamamak için içkiye boguluyorlarsa,ben de ölmemek için yaratabilirim.dünyanın karmasasında kendime yer ararken yönümü de belirlerim.kısa hikayelerle basladım.uzunlar hep canımı sıkmıstır.üç günden fazla vaktimi alan kitaplardan,balzac romanlarından ve mutlu sonlardan nefret ederim.hangimizin hayatında pişman olunmayan gercekler var?en fazla 19 sayfa.kendime koydugum sınır.insanın ruhunu kanırtan hikayeler anlattım ki aptal Hollywood filmlerinden tiksinebilin.onların kötü olduklarını idda etmiyecegim,ne de olsa cok para kazandırdılar.çogunlugu salaklardan olusan insan ırkı fazlasını hak etmiyor.aşk isterseniz bende de var.ihtiras,tutku,cazibe.sadece benimkiler biraz gerginlik ve gözyasıyla geliyor.iğrenc ama kederli.komik olmayın.hangi ilişkiden bir yerleriniz morarmadan ayrıldınız.Daha sonra öyküler yetersiz kaldı.anlatmak istediklerim insanların hayalgücleri için fazla karmasıktı.ceset ve umutsuzlugu dişleyemediginiz için sıkılırdınız.yazılarım okunmaya deger bulunmadı.inancsızlıgım o zaman basladı.madem ki sokakta gördügünüz kazalardan kacmak,ilişkilerdeki igrencliklere sırt cevirmek istiyorsunuz,ben de onları en görebileceginiz yere,gözünüzün önüne koyarım.senaristligi düsünmem ve senaryo yazmaya baslamam da böyle oldu.düsündüm ki,siz sinema koltuklarında ask köpegi olmus bir adamı görmeyi beklerken,sizi kızarmıs gözlerinizle basbasa bırakmayı vaat edebilirdim.ama karanlıgın içindeki ışık oyunları bittiginde ne sevgilinizin elini tutmak gelir içinizden,ne de cocuklugunuza sarılmak.
Ama senaryo işinden de 7’nciyi tamamlayınca sıkıldım.vahseti yasayamayacagınızı biliyordum cünkü.cekmeye ucundan baslamak bile aklıma gelmedi.siz madem ki dehseti beynininizde yaratamayan aptallarsınız,bu da benim intikamım.

KELEBEKLEŞMEK YA DA POLENLERİN LANETİ(KOPUK2)




Olaylar benle oynastı,egolarımı saklamak için sustum.duvarlara yumruk atmak ya da masanın üstündeki cansız nesneleri devirmek ne büyük klişe.filmlerde bunun sonunda adam koşar adım kızı bulur.kız beklenmeyen bu jest karsısında kendinden gecer.kimse daha önce onun için bunu yapmamıstır.peki gercek hayatta bu kadar zavallı olan ne var?ben sokakta bakıp gectiklerinizle,zamana bırakıp sustuklarınızla,gecmişten gelen ikilemlerimizi masaya koyuyorum.yanına da bir bıcak ve bir kutu.siz canınızın istedigini yapın onlarla.Ruhunu kanırtır yasadıklarım,midendekiler yemek borunda yolculuga cıkar,müzik en istemedigin yerde kalbinde sıkışır.hissettiklerim kendi secimim,planlı degil emin ol.kimseyi aglatmak istemem.hayat kabus degil,yasadıgımız vahset yıllarında polyannacılık oynamak sacma geliyor yalnızca.ben farkında olmadıgınızı göstermeye calısıyorum.göz ardı etme.biraz farkında olanlar,biz,hep aynı yemegi yeriz.kalp bulamacı.sevgisi eksik kalır,nefreti fazla.sindirmeden tükürmek isteyenlerle alay ederiz.Otobüslerde cok vakit geciririm.aynı cıkmazın içinde dolusmus bedenler,önündeki kadının kalcasında şehveti arar.adam yanındakinin gazetesini paylasmak ister,cocuklar yukarda kalan dünyaya merakla bakar.zavallı kadın pencereden zamanı yakalamaya calıstıgında durakta bekleyen adama asık olur.hayat otobüslerde kendi ritmini bulur.
Bir kadını özlüyorum.cıplak bedeniyle odada dolasan,ısıgı actıgında carsaflarla gölgelenmeyen.kadın denen mahlukat,nemfoman fantezileri ya da frijit bedeniyle geliyor.alkol yüklemesi bile bir işe yaramıyor.Konusamıyorum.dehsete düstügümde caresizlikten kıvranan ruhumla yazmaya koyuluyorum.köse basında dilenen adamın,sandalyedeki kadının,kayıp bir hayvanın,araba kazasının hikayelerini yazıyorum.sizin gözlerinizi kapadıklarınıza birilerinin bakması gerek.nihai amacım yalanlara başkaldırıyor.direncimi kaybetmek içimdeki sevgiye daha cabuk ulasmamı saglıyor.özlem egolarımı ele gecirdiginde,kemik isteyen köpegin caresizligine bürünüp bekliyorum.belki de askı bulamadıgım için yazıyorum.
Tek amacım sonunda olmak istedigim insan olmak.
Ben hızla ilerlerken tesadüfler yolumu kesiyor.durmak zorundayım.ne güzel hala vazgecebilmek.takvimimden günleri haftaları silip anlara geciyorum.yasamı anlara bölüyorum ki ritmini bulsun.
Bir blok halinde ilerleyen zaman dün ve yarınla baglantısı kesilince kötürüm kalıyor.önce yattıgı yerde ona hizmet etmemi bekliyor.ben itaatsizligi,beklentilerimi ve umutsuzluklarımı sunuyorum.tadı acı geliyor.sonra üzüntülerin içine de kattıgım hüzün haplarını tutusturuyorum eline.yutmuyor.baglantı kur diyor elinde bir bardak suyla.gecmişin hüznünü bugünün korkaklıgına uyduruyorum hemen.bir ayagı oynar gibi oluyor.acı.yarın diyor.bugünü yarına eklemen gerek diyor.bugünün korkularını yontunca,yarının beklentilerine oturmus gibi oluyor.aralarından sızıntı yapan yalanları,zamanın içine itiyorum.dün bugünle simdi sonrayla devam ediyor.zaman iyileşiyor.topugundaki sancıya ragmen yürümeyi sürdürüyor.kimse kederinin kapatan bantlarını fark etmiyor.

HALA BUNA BASINCA MI AÇILIYOR TV (ŞİİR YAZAMIYORUM4)




insanlar sabahları uyanırlar günes sabahları dogar
insanlar işe giderler
bazen siyah bazen lacivert ayakkabılarını giyerler
bazen yesil bazen beyaz arabalarına binerler bazen 6 silindir bazen inadına 16 silindir
hava vardır su vardır
bazen yagmur bazen kar yagar
kış vardır
kısın hava erken kararır
evlere gidilir corba içilir
şeftali yenir
insanlar saten ya da baska kumaslardan dikilmiş pijamalardan giyerler
piknige gidilir
at vardır
en cok kahverengi ya da ona yakın renktedirler
bazen taksi tutulur bazen ev bazen üc yıldız bile alamamıs otellerde oda
ama en sahane olanı bazen ay tutulur
bazen günes tutulur
kuslar havada ucar
biz yerde yürürüz
ona basarız
balıklar yüzer
yeşil vardır
bir de siyah vardır.

ŞİİR YAZAMIYORUM BİLMEM KAÇ(nefes almalıyım)




maraton aşklar bitti.
bahisli yüzmetrelerde nefes nefeseyiz şimdi,
paradopinGli koş.. şike.
Güce tapmaktan işlevini yitiren yüregini sıçtın bari sifonu cek
ruhunu şeytana satmaktansa
ihaleye acacak kadar sistem tilkisi oldun işte,yürü be..
bir tomar dolar rulosunu fitil niyetine alarak duygusal kabızlığını çözemezsin
işin ne uğraş dur
illa ünlü olmak istiyorsan şöhret budalası denyo gibi dolanıp durma ortada,37 ekrana kafa at gecer
sen bana bakma gül sen gül
istatistikciler bizi sayıp uykuya dalıyorken kaybeye koyun sayma yıldız say
kalbini soyup bas ucuna koydun da
okçu öküzse
karavana sensin
ondan sonra ayıkla elmanın kurdunu
şiddet için iki kişi gerekir
öfkeli diyaloglar kavgaya monologlar şiire götürür
git kendini döv
tanrı cocukları yaşlıları ve sarhosları korur
ama yaşam tehlikelidir
yaşayan ölür

HERKESİN KENDİ UYDURDUGU MUTSUZLUKLARI OLMALI





Giderek karanlık bir tünele dönüsen zamanın derinliklerine gömülmüs cocukluk anılarıydı hatırladıklarım.neredeyse birer santim arayla tasa dökülmüs gibi duran kısa boylu evler.dolambaclı dar sokaklar.ellerindeki otuzüç dişli tesbihleri ceviren bıyıklı adamların beklestigi kahveler.mahalle terzilerinin ellerinden cıkma yeleklerin cebinde ufaklıkları bekleyen bozukluklar.naylon posetlerle pazardan dönen esarplı kadınlar.gündüzleri birbirine misafirlige gidip nakıs isleyen kısmetlerini bekleyen,yanlıslıkla hamile kalırlarsa bir gece vakti kör bir kuyuda işleri bitirilen genc kızlar.gizlice kan kokulu mezbahalara gidip hayvanların nasıl bogazlandıklarını izleyen,sapan yapmak için,cekmecelerden annelerinin naylon coraplarını asıran kafadarlar.evlerinin esiklerinin altında,eski gömme dolaplarda,çatılarda,ocakların diplerinde aranan muskalar.kırklara karısan büyücü kadınlar.bacalara minarelerin tepelerine konan leylek yuvaları.gögü delercesine yagan,sarnıcları tasıran yagmurlar.dar bir avluya bakan,tek odacıklarının kirasını ev sahiplerine keman calarak ödeyen cingeneler.sokaklarda önlerinden gecen kızları,mızıka calarak izleyen üniformalı yılısık askerler.ve atesler içinde hasta bir kent.cocuklugum elbette bundan ibaret degil ama cocuklukla yaslılık evrelerimin fazla yaklasması beni bu satırları yazmaya zorladı.bu sene yirmiyi de doldurdum.ufak duruyor degil mi.buna cok sasırdıgımı söylesem yalan olmayacak.ama evet.ben yaşlandım artık.geriye dönüp baktıgımda hiçbir yasımı tekrar yasamak isteyecegimi sanmıyorum.hepsini doya doya yasadım cünkü.yasadım mı?yasamadıklarımı da yazdım işte.aslına bakarsanız,yasadıklarımla yasamadıklarımın hayal ettiklerimle sahitlik ettiklerimin bir karısımını yazdım desem daha dogru olur.bazen yasadım bazen yazdım diyelim öyleyse.sahte biyografiler,otobiyografiler yazmakta ustayımdır.sıkılmazsanız.ben genelde sıkılırım.bos konusmalardan,cok konusmalardan,hayran olanlardan,elestirenlerden,baskalarının yazdıklarından,kendi yazdıklarımdan.son zamanlarda bu zamansız yaslılıktan sıkıldım.yaslılık nasıl birsey tahmin edebiliyor musunuz.tabi ki gereksiz.ben etmedim,edemedim.nasıl birsey oldugu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.kafamda yanlıs bir fikir bile yoktu.hiçbir fikir yoktu.herkesin istedigi de tam olarak böyle birsey olmalı.hiç kimse fazlaca mecbur kalmadan böyle birseyle yüzlesmek istemez.hersey nasıl sonuclanacak.mankafalılık hangi kurallara uygundur.dogal olarak bir insanın kendi hayatının herhangi bir evresini hayal etmesi mümkün degildir,ileri bir evresini.bazen o bir sonraki evreye girdigini fark dahi etmeden onu yarılamıssındır bile.ve ardından o ileriki evrenin ilerlemeleri kendi telafilerini getirir.ve öyleyken bile orta asama pek cok insanın gözünü korkutur.son.ilginctir cünkü hayatın içindeyken dısında durabildigin ilk vakittir.ve insan biraz talihliyse kendi cürümesini gözlemlerken,yasama gücü sevgisi herneyse işte onun sayesinde cürümesinden uzaktadır hatırı sayılır ölcüde.kendini hatta bundan bagımsız bile hisseder.evet kacınılmaz olarak sizi pek de hoş olmayan o sona götüren giderek artan sayıda işaretler vardır ve siz buna ragmen dısarda kalırsınız dısarda kalmayı secersiniz yahut dısarda kalmaya mecbursunuzdur.

'ŞARABIN GAZABINDAN KORK' TÜTÜNÜ İNCİTME BENİ DE UNUT ARTIK(şiir yazamıyorum 5)




sanki yaşamıyoruz
beraberlige razıyız da sanki
hakem son düdügü calana kadar
aramızda
öylesine
top dönderiyoruz ..

TANRI BİZİ KISKANIYOR CÜNKÜ BİZ ÖLÜMLÜYÜZ/ÖLÜMÜYÜZ




kac kez konustunuz onla?neden diye kac kez sordunuz?aslında sizinle dalga gecme ihtimali gelmedi mi aklınıza?özenle yaptığı sıkılınca da bir kenara fırlattığı oyuncaklarından biri olabileceğinizi düsünüp öfkelenmediniz mi bir kere bile?huzuruna cıkmaya hazırlanırken sinirli kahkahalarından birini atar diye korkup sustunuz mu yoksa?acıp ellerinizi af mı dilediniz hemen?başınıza gelen qüzellikler için şükrettiniz de felaketler için kendinizi ya da bir baskasını mı sucladınız yoksa?kendinizi günahkar onu masum mu bildiniz?sizi bütün keyiflerden qüzelliklerden mahrum bırakan kıskanc sevgisinden hiç mi şüphe etmediniz?bir kere bile cesaret edemediniz mi sizi neden yarattıqını sormaya?kendisinden gelen suçları yollarına tuzaklar kurduğu evlatlarına yükleyip sonra işledikleri günahların hesabını soran onları kusurlarla donatıp sonra onları düzeltmesini istemeye cürret edene tek bir sorunuz olmadı mı?

HAVAYLA TEMAS HERŞEYİ ÇÜRÜTÜR(şiir yazamıyorum 6)




şimdi az sonra yani şimdi pank rak metal
Bak
Ne olmaz diye başlıyoruz sonra
Yani şimdi
en sondan veya işte baştan sona şimdi
allah rahmet eylesin sevgilim
tam şimdi yani
Hala şuna basınca mı açılıyor tv
Yani bugün izinliyim
Evet mi evet mi ha şimdi
Of
Yani şükürler olsun sevgilim Şu on doları al gel
Bana ver ben alacağım
Beni boş ver şu on doları
Sevgilim anlaşmalı döndük sırayı
Şimdi tekrar soyun ve öl
Veya gel al bu on dolar senin
Şurası senin
Şu taraftan gel şimdi
Dön sonra anlaşalım
Bu on dolar
Bu daha ne kadar var diye sormak var
On dolar tamam gel
Al beni sonra gel
Tekrar şimdi ve tekrar..