BLOG FLÜT

5.03.2010

KİMSEDEN ANLAYIŞ BEKLEMEYECEK KADAR YUKARIDA BİR YERDEYİM




14.yüzyıl ortalarında
çivili dolaba sokulan ardından da cadı olduğunu söylemek zorunda kalan,
ipte kafası sallanırken bile
ölü gözleriyle güçlü bakan ;
kötü tehlikeli bir kadının yansımasıyım.
ölümün çok eskiye dayanıyordur belki,
ilk kadın olduğum güne
belki yüzyıllar öncesine.

BİR'E İKİ'DEN BİLE DAHA YAKINIM.





ben hariç kimse
yarattıgım yerde
uzun süre soluyamaz
soluyamadılar
yirmimden sonra ögrendim
onlarla geçinebilmeyi
silkeleyip düşürebiliyorum artık
yakamdaki onları
ve uzaktan seyrediyorum
simdi tüm yalnızları

herşey aniden olacak adım gibi biliyorum,planlı hiçbirşeyle işim olmaz





hiç yalan söylemeyen bir adam
gelecege yatırım yapıyordur
cok uzak zamanlardan üstelik
bir kez bulaştı mı yalana
çaresiz ömrünce kendini sorgular
şüphe etmek kadar
sancılı
bir hastalık yok
ancak
yalanı oyuncaktan farksız kullananlar
bu pis hastalıkla tedirgin yaşar
geri dönüş imkansız
ve dipnot
o hiçbir şeyi tam ve eksiksiz vermez
o'nu tanıyorsun.

ERİŞEMEYECEGİN DORUKLARA YÜKSELMEN İÇİN TEK TAVSİYEM VAR,ZEPLİN.




sabahın
köründe uyandırıldım ve
başkalarının günahlarına ortak edildim.
tabi ki sorulmadan
yani sormadılar
ortagım olur musun
olmaz mısın diye
bir gün içerisinde aşık olup
diger gün B şıkkı olan
kadınların dertlerini mutsuzluklarını dinleyip
komik dertlerini
üç günlük dünya için
çok fazladan
cümleler kurdum
dört pastı
zar zor uyumaya çalıştım her defasında
cehennemin dibinde masanın dördüncü kişisi olarak
uyandırıldım
ne kağıtlar ne as ne fişler
ne de bildiklerim
bu kadar mı götsünüz

iz bırakmamanın paranomik sapınımı




samimiyetten bahseden her söz
cok uzaktır kelimenin kendine bile
samimiyet deme
Sevilmek mutluluk mudur.
mutluluk bir baskasını sevmektir.
kendine ne kadar uzak durursan sevmeye o kadar yaklasmıs olursun.
kendine inanmak tanrıya inanmak evrenin gercekligine inanmak sana sunulanları sorguladıgında baslayan sürec ve.dünyayı sevmek içinse,önce kendinden nefret etmen gerekir.care baskalarında başka insanlarda
baskalarının sözlerindeymis gibi içimizi dökmek
günahlarımızı sırlarımızı ya da bir anda ıskartaya cıkarılmamıza neden olacak kirli yanlarımızı gizlemek için kendimize mübah gördügümüz ketumlugumuzdan vazgecmek kendimizi bir yerlere birilerine döküp sacmak ve bu sırada kacınılmaz bir biçimde benligimizden uzaklasıp onu bir baskası gibi seyretmek için.
acıma sahip çıkıyorum hepsi bu, eğer neticesi van gogh gibi kulağımı kesip masaya atmak olacaksa ona da eyvallah.göt işidir acına sahip çıkmak, götünü sağlama alanların işi değil.

EN İYİSİ BENİM(ama hala şiir yazamıyorum 33)




hayatta en iyi yapabildigim 3. şeyin unutmak oldugunu anlamdıgım gün
çoktan ölmüştüm ben aslında
bu satırları öleli çok olmuş biri yazıyor
inan bana
bildiklerimden az,konuştuklarımdan çok fazlayım
çünkü ben hep unuturum
katil cinayet mahaline eninde
ve sonunda
geri döner
onun oraya dönmesini sağlayan
merak degil
yalnızlık hissidir
katil yalnızın ta kendisidir
cinayet mahalinde hep bir uğultu vardır
ve işte o uğultu onu kalabalığa ulaştırır

bugün biraz öldügümü gördüm.azalan cinsten,yaşama dogru.




cıkmaz sokaklar her zaman cıkmaz diye birsey de yok
kafanı kıran o bilinmeyenlere verecek seylerin hala varsa
cıkar yolun da vardır
amaç birileriyle konuşmak degil,an
birine ayıracak kadar çok da degil
sadece
önümde duran yolun eğriliği sıkıcı.




tembellikle kararsızlığımın evliliği uzun sürdü.''geç'' in içinden sesleniyorum...düşünceler eko yapıyor,daha önce düşündügünü üretirken problem çıktığını bildiriyor yanıp sönen tabela. Koltuğum.saçma bile değil.

KISA,KISA METRAJ BİR FİLM KADAR KISA




fazla kalabalıgı
beşi üçü bile kaldıramaz
insan
kaldıramadıgın tüm bu durumlar seni sana yazdırır
sıyrılsana içindeki o
hayvandan

YİYEBİLECEGİN KADARINI DÜŞLE,YOKSA HEP AÇ UYUYACAKSIN(şiir yazamıyorum14)



uzun cümlelerden bolca bahsetme lüksünü,bolca dokunuşlara tercih ediyorken bir romanda
bir yazar
cok da ucuz bir gecenin okuyucusu,pahalı cok pahalı yüzlere
paha bile biçemez
oysa
emsalsiz gecer
her bir kişinin aynadaki emsalsiz görüntüsü

DAHA FAZLA YÜKSELME CO,CÜNKÜ BURADAN ASAGIDAN SANA BAKTIGIMDA COK UFAK GÖRÜNÜYORSUN




kısa hikayelerle yüzleri gecince,herseyi degiştirebilirsin artık tek kısa cümleyle.

YERYÜZÜNDEKİ TÜM YUMURTALARIN HAYALETLERİNİN TOPLAMI GİBİ BİRŞEY




doktorun odasındaki bekleme yerine oturuyorum.hastanenin bahcesine bakan tek penceresi tül perdeyle kapalı kücük bir oda.çelik ayaklı masada aynı zamanda sekreter görevi de gören bir hemşire.önündeki kagıtlara bakıyor.yüzü cok ciddi.duvarlar bembeyaz.bir tanesinde benim oldugum altı sandalye.ortada tek sehpa ve yerde ki halı da beyaz.duvarda salak bir lise fotografı,basketbol takımını gösteriyor.sehpanın üzeri boş.ne bir gazete ne dergi,tv de yok.canım bir sigara yakmak istiyor.yakmıyorum.evimin salonunda olmak istiyorum,yatagım da olur,hatta banyo bile olur.o kanepede uzanmış.birşeyler yazıyor olsun mesela diyorum.onun senede 5 kere yazı yazdıgını söylemiş miydim.ben sigara ve viski içerek tv seyrediyorum.sigara ve içki özel meraklarım.onla arada ot da içiyoruz.neyse bu apayrı bir konu.masanın üzerinde bir küllük dolup taşıyor.sanki sigaranın üzerine sonradan ilave edilmiş gibiyim.içkim bitiyor,bir tane daha almak için mutfaga gidiyorum.koltuguma gömülüyorum.bir sigara daha yakıyorum.televizyona bakıyorum,içkim bitiyor,yenisini alıyorum,sigara içiyorum,televizyona bakıyorum.yeni bir içki alıyorum küllük doluyor.koltugun altından bir küllük daha alıyorum,masaya koyuyorum.birazdan o da dolacak.içkim bitiyor,bir tane daha dolduruyorum,sigara içiyorum.televizyona bakıyorum.o uzagımda kanepede yazı yazıyor.söylemiş miydim o senede 5 defa yazı yazar.içki içiyorum televizyona bakıyorum.televizyonda dünyadaki bazı yerlerden katedraller gösteriliyor.aralarındaki farklardan bahsediyorlar.paristekinin göge uzanan ürkütücü kuleleri ekranımı kaplıyor.heykellerle kaplı dış yüzeylerine bakıyorum.tavanı ve duvarları kaplayan freskler sonra.sonra da bir katedralle bir baptist kilisesi arasında ne gibi farklar oldugunu düsünerek bir sigara yakıyorum.o kanepede yazı yazıyor.bir keresinde bizim eve kör bir adam geldi,onun eski bir arkadası.bir kac gün bizde kaldı,umursamadım.sigara yaktı.içki içti.sonra bir daha sigara yaktı,o yazı yazdı.ben sigara yaktım.tv katedralleri gösterdi.o yatmaya gitti.biz içki içtik,sonra adam resmini çizelim dedi.bir kagıt cıkardım,onun yazı yazarken kullandıgı kalemlerden birini aldım.kagıdı masaya koydum.adam elimi tuttu,ben cizmeye başladım.adam elimi tutarak aynı hareketleri yapmaya başladı.önce kutu çizdim.sonra bir çatı.çatının uçlarına sivri kuleler çizdim.elimi tuttugu için adam da çizmiş oldu.kuleler çizdik.içki içtik.sigara yaktık,o uyudu.adamla birlikte fresk kaplanmış katedraller çizdigimizi görmedi,o uyudu.müthiş bir geceydi.doktorun odasında canım sigara ve içki istedi.içmedim.zaten biraz sonra doktor geldi.yüzü asıktı.elindekileri bana verdi,sadece alışkanlık nedeniyle sadece bu yüzden,doktora teşekkür ettim.eve döndüm.koltukta sigara yaktım,içki içtim.o geldi.yazmadan önce bir şey sordu.saymaktan vazgeçmeden önce 12 tanesini saydım dedim.sigara yaktım.o yazı yazdı.